Herkesin Doğruluğundan Emin Olduğu 10 Beslenme Gerçeği

Herkesin Doğruluğundan Emin Olduğu 10 Beslenme Gerçeği

SAĞLIK TAVSİYELERİ

Son zamanlarda beslenme konusunda çok fazla tartışma var ve zaman zaman insanlar aynı fikirde değilmiş gibi duruyor. Ama bunun birkaç istisnası var. İşte herkesin kabul ettiği 10 beslenme gerçeği:

1. İlave şeker kötüdür.

İşlenmiş gıdaların tadını iyileştirmek için, üreticiler genellikle onlara şeker eklerler. Bu şeker türü, ilave şeker olarak bilinir. Yaygın olarak kullanılan şeker türleri arasında, yüksek fruktozlu mısır şurubu, sofra şekeri ve diğer şuruplar yer alır.

Bazı insanlar, şekerli gıda tüketimini basit bir “boş” kalori meselesi olarak görürken, bazı insanlar ise her yıl milyonlarca insanı öldüren ve hastalık riski oluşturan bir zehir olarak görüyor. Ama sonuç olarak herkes şeker yemenin sağlıksız olduğunu biliyor.

2. Trans yağlar sağlıksızdır.

Bitkisel yağlar hidrojenize edildiğinde yan ürün olarak trans yağlar oluşur. Gıda üreticileri, margarin gibi ürünlerde kullanmak için bitkisel yağları hidrojene ederek sertleştirirler. Trans yağların yüksek miktarda alınması karın yağlanması, inflamasyon ve kalp hastalığı gibi çeşitli kronik hastalıklarla ilişkilidir. Bu nedenle trans yağlardan mutlaka uzak durulması gerekir.

3. Sebze yemekleri sağlık için iyidir.

Sebze; vitamin, mineral, lif, antioksidan ve bilimin yeni ortaya çıkarmaya başladığı sonsuz çeşit besin elementi açısından zengindir. Gözlemsel çalışmalarda, sebze yemek ile düşük hastalık riski arasında bir ilişki gözlemlenmiştir. Kısacası sebze yemek iyidir.

4. Rafine karbonhidratlar kötüdür.

Karbonhidrat ve yağ hakkında bir çok farklı görüş vardır. Bir kısım insan, yağların tüm kötülüklerin sebebi olduğunu düşünürken; bir kısım insan ise obezite ve pek çok kronik hastalığın nedeninin karbonhidratlar olduğunu düşünür. Ancak herkesin kabul ettiği bir şey vardır: rafine karbonhidratlar rafine edilmemiş karbonhidratlar kadar sağlıklı değildir!

Rafine karbonhidratların en önemlisi beyaz undur. Rafine edilmemiş karbonhidratlara örnek ise tam tahıllardır. Tahıllar işlenirken en besleyici kısımları soyularak, geriye sadece kolay sindirebilir olan nişasta kısmı bırakılır ve bu kısmın bir besleyiciliği yoktur. Bu nedenle beslenmesini rafine karbonhidratlara dayandıranlar, lif ve diğer birçok besinden yoksun kalırlar. Ayrıca kronik hastalıklar açısından riski altındadırlar.

5. İşlenmiş gıdalar kötüdür.

Gıda sistemi daha sanayileştikçe, maalesef genel nüfusun sağlığı da bozulmaktadır. Çünkü gıdalar işlenirken faydalı besinlerin çoğu çıkarılır. Gıda üreticileri gıdaları işlerken sadece sağlıklı besinleri yok etmekle kalmaz, aynı zamanda ilave şeker, trans yağ ve başka zararlı maddeler ekleyerek gıdayı sağlıksız hale getirirler. Buna ek olarak, işlenmiş gıdalara, çeşitli kimyasal katkı maddeleri de eklenir. Dolayısıyla işlenmiş gıdaların zararı, faydasından daha çoktur.

Sağlığınızı korumak için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri işlenmiş gıdalardan uzak durup gerçek besinler tüketmektir. Pakete girmiş gıdalar yerine meyve, sebze, bakliyat ve çiğ kuruyemişlere yönelin. Bir yiyecek, fabrikada yapılmış gibi görünüyorsa onu yemeyin!

6. Sadece diyet yapmak yetmez, yaşam tarzı değişikliği gerekir.

Diyetler kısa vadeli sonuçlar verirler. Diyet biter bitmez tekrar abur cubur yemeye başlarsanız, verdiğiniz kiloları hemen geri kazanırsınız. Bu nedenle, size uzun vadeli gerçek sonuçlar verebilecek tek şey, bir yaşam tarzı değişikliği benimsemektir. Yaşam boyu sağlıklı beslenme alışkanlığı edindiğiniz takdirde zaten diyetlere de ihtiyacınız kalmayacaktır.

7. Takviyeler gerçek besinlerin yerine geçmez.

İhtiyacınız olan vitaminleri almak için takviyelere sarılmak yerine, gerçek yiyecekler yemeniz daha önemlidir. Çünkü meyveler, sadece sulu şeker torbaları değildir; ya da fındık, sadece çoklu doymamış yağ ile dolu bir kabuk değildir. Bunların içinde çok çeşitli vitaminler vardır. Multivitaminlerden elde edebileceğiniz vitamin ve mineraller, gıdalardaki toplam besin miktarının sadece küçük bir kısmıdır. Takviyeler gerçek gıdalardan aldığınız besinlerin çeşitliliği ile eşleşemez.

Bununla birlikte, yiyeceklerde yeteri kadar bulunmayan D vitamini gibi bazı takviyeleri kullanmak fayda sağlayabilir.

8. D vitamini eksikliğini önlemek gerekir.

D vitamini, aslında vücutta bir hormon olarak işlev gören eşsiz bir vitamindir. Cilt, güneşin ultraviyole ışınlarına maruz kaldığında D vitamini yapar. Ama kapalı alanda çok fazla duranlar, güneşe çıktığında güneş kremi kullananlar ya da güneşin çok fazla olmadığı bölgelerde yaşayanlar D vitamini eksikliği açısından risk altındadır. D vitamini eksikliği diyabet, kanser, osteoporoz gibi pek çok ciddi hastalıkla ilişkilidir. Risk altında olup olmadığınızı öğrenmek için bir doktora görünün ve kandaki D vitamini seviyenizi ölçtürün.

9. Omega-3 yağları çok önemlidir ve çoğu insan yeteri kadar almaz.

Omega-3 yağ asitleri insan vücudunun düzgün çalışması için son derece önemlidir. Hayvanlardan elde edilen bir omega-3 yağ asidi olan dokosaheksaenoik asit (DHA), beyindeki toplam yağ içeriğinin yaklaşık% 10-20’sini oluşturur. Düşük bir omega-3 alımı, düşük IQ, kalp hastalığı, depresyon ve çeşitli ruhsal bozukluklar ile ilişkilidir.

Omega-3 yağının üç ana türü vardır: alfa-linolenik asit (ALA), eikosapentaenoik asit (EPA) ve dokosahekzaenoik asit (DHA). ALA çoğunlukla bitkisel yağlardan gelirken, EPA ve DHA’nın en iyi kaynakları yağlı balık, balık yağı ve bazı alg yağlarıdır. EPA ve DHA’nın diğer iyi kaynakları ise merada beslenmiş hayvan eti ve gezen tavuk yumurtalarıdır. Bu gıdaları bolca tüketmeyenler omega-3 eksikliği bakımından risk altındadır.

10. Herkes için mükemmel bir diyet tipi yoktur.

İnsanların hepsi birbirinden farklıdır. Genetik, vücut tipi, fiziksel aktivite ve çevresel farklar, hangi tür beslenme şeklini izlemeniz gerektiğini belirler. Bazı insanlarda düşük karbonhidratlı diyet en iyi sonucu verirken, bir başkasında yüksek karbonhidratlı vejetaryen bir diyet daha iyi olabilir. Ne yapmanız gerektiğini anlamak için bir kaç deneme gerekebilir.

 

Kaynak: link

 

Şunlara da bir göz atın:

Sağlıklı Yaşamak İçin Hayatımıza Sokmamız Gereken 12 Alışkanlık

Sağlıklı Beslenmek İçin Mutfağınızda Yapacağınız 8 Değişiklik

Kanserden Korunmanızı Sağlayacak 5 Yaşam Tarzı Önerisi

Bir yanıt yazın